Bütün sene böyle gitmeyeceğine eminim ama dün gece bir 2011 özet yazısı yazabildikten sonra şimdi de 2012’nin ilk yazısı ile karşınızda olabilmeyi beklemiyordum açıkcası :) Bu sabah klasik Internet turumu yaparken birden aklıma düşüverdi yazının konusu ve hazır vaktim de varken hemen paylaşayım istedim. Konumuz yazının başlığında da değindiğim üzere neden Iphone telefon kullanmadığım!
Bundan yaklaşık 2 hafta kadar önce telefonumu değiştirdiğimde ciddi bir kültür şoku yaşadığımı itiraf etmem gerekiyor. Uzun zamandır sıkı bir Blackberry (ondan öncesinde de Nokia) kullanıcısı olan ben Samsung Galaxy SII telefonumu ilk açışımla beraber ne kadar doğru bir karar verdiğimi anladım. Yaşadıklarımın özetine geçmeden önce sizinle kısaca telefon geçmişimi paylaşamak istiyorum:
Ben kendimi bildim bileli iyi bir Nokia kullanıcısı oldum. Sonny Ericsson kullandığım o karanlık günleri dahil etmessek, telefon ile Internet’in birleştiği akıllı telefon kavramının ilk ortaya çıktığı zamanlarda elimde tombul bir Nokia 6600 bulunuyordu. Sektörün göbeğinde bulunmamdan sebep katma değerli servisler olsun, Internet (o zamanki ismi ile Wap) uygulamaları olsun o kısıtlı kaynaklarla yoğun bir şekilde kullandığım hizmetlerdi.
6600’dan N80’e doğru yapılan hızlı bir geçişle beraber cep telefonlarının iyi bir müzik cihazı da olabileceğini keşfettim. Aynı zamanda bana gelen e-postaları gerek basit bir web uygulaması üzerinden (Outlook Web Access) gerekse telefonun kendi üzerinde bulunan uygulama üzerinden kontrol edebilir hale gelmiştim ki bu aslında benim hayatımda ciddi bir değişiklik anlamına geliyordu. Artık e-posta üzerinden de her daim erişilebilirdim. “Ne var ki, SMS ile de telefon ile de her zaman erişilebilirdik!” diye alt yazı geçen arkadaşlarımız lütfen bir e-posta’nın maddi+manevi maliyetini bir SMS ya da telefon görüşmesi ile karşılaştırsınlar.
N80’den sonra nihayet uzun zamandır kavuşmak için gün saydığım “gerçek akıllı telefon” Blackberry’me kavuştum. Kurumsal yetkilimize siparişi verdiğimiz gün ile cihazın bana ulaştığı gün arasında geçen üç haftanın benim gibi bir teknoloji hastası için nasıl geçtiğini size anlatmama gerek yok diye düşünüyorum :) Yazının başlığında yer alan soru ile ilk karşılaştığım zaman da bu zamandı. Iphone’un yıldızının en parlak olduğu günlere denk gelen bu seçimimde Blackberry’de karar kılmamın arkasında şöyle bir sebep vardı: “iPhone çok güzel bir oyuncak ve dikkatimi dağıtacak pek çok uygulama kullanma şansım var, ben e-postalarımı hızlı bir şekilde kontrol edebileceğim gerçek bir telefon istiyorum sadece.”
Yaklaşık iki sene kadar Blackberry kullandıktan ve tüm yeteneklerini yanında limitlerini de gördükten sonra yazının başında da belirttiğim üzere iki hafta kadar önce Samsung Galaxy SII adlı cihaza geçiş yaptım. Şunu açıkca belirtmeliyim ki, her ne kadar daha telefona alışma safhasında olsam da aslında gerçek ihtiyacımın “tam bir akıllı telefon” olduğunu öğrendiğimi söyleyebilirim.
Son tercihimle beraber özellikle de etrafımdaki iPhone penetrasyonunun bu kadar yüksek olduğu bir dönemde yazımın başlığında yer alan soruyu bu sefer çok daha sık duyduğumu tahmin edebiliyorsunuzdur. Peki neydi beni iPhone yerine Samsung Galaxy SII’ye iten sebepler:
- Android işletim sisteminin geleceğine ve bu işletim sisteminin etrafında oluşacak olan topluluk katkısına (comunity effect) çok inanıyorum. Apple’ın iş modeli gereği hiç bir zaman tam anlamı ile açık bir sistem haline gelebileceğine inanmıyorum. Her ne kadar Apple buna karşı mücadele verecek olsa da bu güne kadar üzerine yatırım yaptığı “cool insanlar klübü” etkisinin ilerki dönemde başına bela olacağına inanıyorum.
- Piyasadaki high-end cihazlar arasında fiziksel anlamda çok ciddi farklar olduğunu düşünmüyorum. Gerek ekran çözünürlükleri, gerek yan modüller olarak artık HTC, Samsung hatta Nokia bile Apple iPhone ile kıyaslanabilecek cihazlar üretiyor. Samsung Galaxy SII’nin diğer cihazların hiç birinde olmayan geniş ekranı benim bu konudaki tercihimin en büyük sebebidir.
- Android market’in geleceğine çok inanıyorum. Android işletim sisteminin kısa zamanda patlamaya yapacak olan Smart TV’lerde de kullanılmaya başlandığı (Eğer Chrome OS ile konumlandırma problemini çözebilirlerse belki PC’lerde bile kullanılıyor olacaktır) düşünülürse yakın bir gelecekte yetenekli yazılım geliştiricilerin Android dünyasını seçmesi bizleri hiç de şaşırtmayacak. Bunun arkasındaki en önemli sebep de hiç kuşkusuz geliştirdikleri uygulamaların sadece mobil cihazlar değil Smart TV sahiplerini de içeren daha büyük bir potansiyel müşteri grubunu hedefleyecek olması.
- Çeşitliliğin gücüne inanıyorum. PC ailesine mensub bir dizüstü bilgisayar kullanıyorum bunun yanında çok yakın zamanda (eğer gerekliliğine gerçekten inanırsam) bir tablet alma niyetim var. Tablet dünyasında yaptığım kısa incelemenin ardından gördüm ki üreticiler o dünyada telefon cihazlarında olduğu kadar Apple’ı sıkıştırabilmiş değiller henüz. Dolayısı ile bu dünyanın bence şu an lideri konumundaki cihaz olan iPad (alış zamanıma göre belki ikinci belki üçüncü jenerasyon) ediniyor olmam büyük ihtimal. Ben yalnızca bir aile içinde kalıp sadece onun olanaklarından yararlanmak yerine farklı teknolojilere ve imkanlara sahip farklı cihazları kullanıyor olmamın avantajına inanan bir insanım. Bu yüzden çok yakın zamanda bir de iPad edinerek PC-ipad-Samsung Galaxy SII triosunu kuracağım gibi görünüyor.
- İçimdeki yazılımcı “belki bir gün” diyor. Bir gün bir şekilde vaktim olursa Android üzerinde yazılım geliştirmeyi denemek istiyorum. iOS platformu üzerinde geliştirme yapmanın ön koşullarının daha katı olduğu düşünülürse 2012 senesi içinde fırsat bulduğum bir zaman PC’me kuracağım bir kaç küçük kütüphane vb yardımı ile kendi telefonum için deneme amaçlı ufak yazılımlar geliştirmeyi hedefliyorum.
Eğer size de bir gün birisi niye iPhone seçmediğinizi sorar ise yukarıdaki başlıklardan aklınıza yatan biri ya da bir kaçını kullanabilirsiniz, hiç bir telif hakkı yoktur tamamen kamuya açık materyaldir :)
Sevgilerimle,
Kıvanç Toker
Senden beklediğim yazı… PC, Galaxy SII, Ipad üçgeni iyi fikir ;)